E-Anlat
  E-Anlat'maya Başla
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

E Anlat'maya Başla - Bir Gecelik Aşk Masalı

Burdasın:
E Anlat'maya Başla => Bitti mi? => Bir Gecelik Aşk Masalı

<-Geri

 1 

Devam->


X-ADAM
(şimdiye kadar 3 posta)
16.07.2008 18:33 (UTC)[alıntı yap]
Bir yaz akşamında sevdim gördüm onu. İlk görüşte aşkı bırak ben aşka inanmazdım. Gereksiz bulurdum. Bir yaz akşamında ılık bir esintiyle gördüm seni. Mavi gözlerin gece mavisinde pırıl pırıl, sokak lambasının altında gözlerinden damlayan yaşlar pırıl pırıl, yüzün pırıl pırıl. Ay baba gibi bembeyaz yüzün, deniz ana gibi masmavi gözlerin vardı. Bulut gibi beyaz tenin soğuktan üşümüz soğuk havanın vurduğu yerler kızarmıştı. Baban dövmüştü seni, adam daha mahalleye ilk taşındığı hafta olay çıkarmıştı. Fakirdi baban annen deniz kızı gibi mavi gözleriyle babana son kez baktığında küsmüştü baban hayata. Ellerini Allah'a açmış o an isyan etmişti.

Sen korkmuş, evden kaçmış, sokak lambası altında ısınmaya çalışıyordun. Hasta, üzgün, yılgındın. Ben yaşlı çınar altında kendime acı çektiriyordum. Lakin seni görünceye kadar. Seni görünce en büyük acıyı tanıdım. Bu sadece başlangıçtı. Bir gece masalı acı bitecekti.

Yanına geldim. Sonun başlangıcı başlamıştı. Ellerini tuttum korkuyla irkildin. Demek o sendin şimdiye kadar neredeydin? Göz yaşlarını sildim. Ellerim yüzünde ıslandı. Ellerimin ıslaklığına yaz yağmurunun sıcaklığı karıştı. Gözlerinden gördüm birisinin geldiğini, alkol kokusu çöktü sokağa. Babanın bir eli sarma sigarasında bir eli yüzümde. Savruldum yediğim sille ile. Süreklenerek uzaklaştın bende. Seni sevdiğimi söyledim ve güldün sen de beni sevmiştin.

Sen hasta, üzgün, yılgın. Ortada ve ortamda babanın arsız sesleri dolaşıyordu. Penceredeyken ben içeri bir gölge düşüyordu. Gözlerin gölgemde. Baban bakar kör, sarhoş senle konuşuyordu. Senden ses yok... Baban "Üzgünüm..." dedi üç nokta bıraktı sözlerinin ardından. Sustu. İçeri girdin. Aradan zaman geçti yağmur dindi. Yaz yağmuruydu kısa sürmüştü, sana olan aşkım gibi.

Ben hala penceredeydim. İçerisi dışarıdan daha soğuktu. Camın kırıklarından dışarıya fırtınalar esiyordu. Duvarın köşesindeydin. Yanan kandille ısınmaya çalışıyordun. Sessizleştin. Sakinleştin. Bir durağanlık olağandışı bir sıradışılık başladı sende. Sevimli yüzün hıç kasılmadan cansızlaştı.

Sessizce uzaklıştım evden seni gördüğüm sokak lambasının altına gittim. Senin soluduğun havayı solumaya çalıştım. Gözlerimin yaşı yerdeki çamurlu suya karıştı. Ellerimi yüzüme kapadım ellerim yüzümde ıslandı.

Şimdi yirmibeş yaşındayım. Sen ise hala onaltı. Eski ince bir şiir defterinde yaşıyorsun. Artık canlanmayı bekleyen bir anı, hayalsin sen.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 15
Bütün postalar: 15
Bütün kullanıcılar: 1
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol